Ben 1997 yılında Aslan abe yeyazmış olduğum bir mektupta kendisinin en çok beğendiğim özelliklerindenbirisinin de paraya olan düşmanlığının olduğunu söylemiştim.
Gerçekten de hemen herkesin paraya teslim olduğu, para için herşeyi yaptığıyada para için yapamıyacağı hiç bir şeyin olmadığı bir dönemde, o buna hiçitibar etmedi ve hep israrla red etti. Hem de para kazanabilme imkani varkenbunu yaptı.
Onun taziyes
inde bir tanıdığı: „ bu düzenhepimizi bir şekilde değiştirirken o tek başına bu sistemi yendi.“ demişti.
Onun: „Bizler burada Kürt davası üzerinde oturum hakkı aldık, bundan kaynaklanankazanımları bireysel çıkarlarımız için kulanamayız.“ demesi öyle sıradansöylenmiş sözler değildir ve o, buradaki yaşamın tüm nimetlerinden kendideyimiyle, kendisine rağmen olanlar dışınde kendisini men etmişti. Nefes alipverişide kendisi için değildi.
„Ben isveç te yaşamıyorum bulunuyorum“ demesinin altindaki gerçek budur.
Kendisi böyle yaşarken bazıları da Kürtlerin değerlerini ve onun emekleriüzerine ticaret yapıyorlar. Aslan’ı andığımız bu günlerde özellikle onu tanıyanonun yardım ve emeğiyle birşeyler becerdiğini zaneden sözümona bazı Kürtlerinbunu yapması acıdır ve insani adeta kaba kaba küfür ettirmeye zorluyor. Bunlarsiyaseti, tüccar olmak için öğrendiler yada tüccarlığı görünce kürtlüğü bunaalet ettiler.
Bunlardan birisi : “Biz ticareti tüccar olmak için değil geçimimizi sağlamakiçin yapıyoruz.” Demişti. Hele pişkinliğe bakin. Hem Kürt kültürünü satacaksınhem İsveç devletini dolandıracaksın sonra kalkıp bunun adına geçim diyeceksin.Ben bunları düşündükçe hep aklıma şu soru gelir:“Acaba İsveç devleti mi ahmakyoksa bazı kürtler mi alçak“.
Doğru cevap ikincisi olsa gerek.
Bu sözleri hakaret olarak değil, var olan gerçeklikleri nitelemek anlamın dakulanıyorum.
Biri ahlaksız olabilir -ki olmamalı- ama ahlaksızlığın teorisini yapmak bunundaötesindedir.
Aslan’ın kemiklerini sızlatan İcveç’teki bu vurguncu, rantçı oldukları iddiaedilen Arif Zerevan ile Nedim birbirlerine girmişler.
‘Gazeteci’, ‘yazar’, ‘dilbilimci’,’siyasetçi’, ‘yurtsever’, ‘yayinci’,’bilgisayar uzamani’ ve birçok ünvanı daha olan Arif Zerevan nın bir çok teknikişinin Aslan tarafindan yapıldığını iyi biliyorum.
Yine Metin Hoca’nın geçen sene bahs ettiği ve Arif in hünerlerini anlattiğivede iyi para etmesi için piyasaya sürmesini geciktirdiği Melayê Ciziri CD ninhikayesini de biliyorum.
2000 yılında ben İsveç’te uzunca bir süre Aslan abenin yanında kaldım.
O zaman şimdi Arif in teknikleriyle kendisini bilgisayar dahisi lanse ettiği buCD üzerinde Aslan çalışıyordu. Zaman zamanda Metin Hoca ile beraberçalışıyorlardı.
Arif in tüm marifeti bunu çalıp çırpıp pazarlamak ve kendi mantığıyla İsveçdevletine kakmak oldu, gerisi yalan dolan.
Burada iki kere hırsızlık bir de ahlaksızlık var.
Çünkü hem Kürt kültürü satıldı hem İsveç devleti dolandırıldı hem de Aslan’ınemekleri kendisine mal edildi .
Birde bu parası devletten alınmışCD nin tekrardan satılmasına ben bir isim bulamıyorum bulanlar lütfen banadabildirsin.
Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum.
Aslan abe onur ve dürüslük timsaliydi. Tüm yaşamını Kürt davasina adadı.
Aslan’ın hakkı üzerinde olanlara bunu hatırlatarak Aslan adına kendilerini
dürüst ve onurlu olaya çağırıyorum.
Abdulkadir Ulumaskan 22.05.2005