Sebep sonuç ilişkisinin doğru tespit edilmesi bilimde olduğu gibi politikada da başarılı olunabilmesinin ilk önkoşuludur. Birçok durumda başarısızlığın önemli bir faktörü bu ilişkinin doğru tespit edilmemesidir. Elbette doğru bir tespit yetmez ama bu şarttır.
Örneğin iş-örgüt ilişkisini ele alalım. Önce bunların karşılıklı olarak birbirini etkiledikleri apaçıktır. İş yapabilmek daha doğrusu daha verimli olarak iş yapabilmek ya da bazı özel türdeki işleri yapabilmek örgütlü olmaya bağlıdır. Bu kadarı apaçıktır.
Toplumumuz henüz örgütlü mücadelenin (ve yaşayışın) başlangıcında olduğu.
Dönem dağılma dönemi olduğu için örgütlülük fetişleşiyor.
Ve artık insanlar örgütlü olurlarsa her şeyin çözüleceğini ama bundan da önemlisi kusurların örgütsüzlükten geldiğini düşünür oluyorlar. Halbuki bugün özenle üstünde durulması gereken birde madalyonun diğer yüzü var. Bir iş için tasarlanım oluşturulmuş (ya da böyle olması gereken) örgüt ancak iş içinde yaşar. İşin başarısı ne kadar örgüte bağlı ise bir o kadar da örgüt iş yapabilirse yaşar, yoksa kaçınılmaz olarak soysuzlaşır. İş her zaman önemlidir ama bazı dönemler vardır ki işi başa almak daha önemlidir. Bugün yaşanan dönem budur. Bugün en önemli noktalardan biri de işi başa almaktır. Dağılıp çözülmeyi durduracak yolların başında belki de işi başa almak geliyor.
Elbette örgütlü olmak bu dönemde yakıcı sorundur daha doğrusu örgütlenmek. Ama bu ancak ve ancak çalışanların birliği olarak bir işe yarar, işin verimini artırır. Dün örgütlenmede tasarım temel sorundu. Çünkü dönem bir hazırlık dönemiydi. Gelecek zorlu dönemi göğüsleyebilmek için iyi düşünmek bilerek yapmak gerekiyordu. Ama bugün gerileme ve çözülme dönemidir. İşten kopma, işten uzaklaşma dönemidir. Bugün işi başa almak gerekir. Dün tasarlayıp gerçekleştirmek gerekirdi bugün gerçekleştirmeyi başa almak gerekir. Bu gerçekten örgütlenebilmenin de tek güvencesidir. Bugün yaşarken öğrenmeye çalışmak gereklidir.
Örgütlerimizin yakalandığı illet işsizlik illetidir. İstihdam edememektir. İşsizlik örgütü felç ederken, bu felç işsizliği arttırmaktadır.
Bugün herkesin kendine ve birbirine sorması gereken ilk soru ‘’işe var mısın, yararmısın’’ olmalıdır. Diğer sorular ancak buna bağlı olarak bir işe yarar. Çalışmayan veya çalışamayan çalışanın önünü açmalıdır. İş yapmayan çalışana yardımcı olmalıdır hiç olmazsa köstek olmamalıdır. İşe bağlanmadıkça her türlü çaba (tasarım ya da tartışma) başarısızlığa mahkumdur. Tartışmak çözüm aramak tamam… Ama iş için iş içinde ve iş üzerine. Hesap sormak hesap vermek tamam ama… . İş için iş içine iş üzerine. Bugün yakalanması gereken ana halka işibaşa almak, slogan herkes işinin başına olmalıdır.